Derdest Ne Demek?
Derdest Ne Demek?
Derdest, bir önceki usul kanunu olan Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun farklı maddelerinde düzenleme alanı bulmuş ancak kanun koyucu tarafından net bir tanımı yapılmamıştır. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda, bir dava şart olarak düzenlenen derdestlik hali, aynı davanın daha önce açılmış ve devam eden hali olarak tanımlanabilir. Bu itibarla, mevcutta devam eden bir davada kesin hüküm verilinceye kadar bu dava, derdest halde kabul edilir. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu md.187 ve 194’te “derdest rüyet” olarak yer alan derdest, sözcük anlamı itibariyle “incelenmeye devam edilen, görülmekte olan” manasına gelir. Derdest, eski usul kanunu olan Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nda şu şekilde kullanılmıştır:
Derdest Dava Ne Demek?
Derdest dava; dava tarafları veya konusu açısından mevcutta açılmış ve görülen bir davanın herhangi bir mahkemede yeniden açılmasıdır. Derdest dava ile birlikte sıkça kullanılan derdest dosya ifadesi de benzer anlam ihtiva eder. Medeni Usul Hukuku gereğince bir dava şartı olan derdestlik hali, aynı davanın daha önceden açılması ve mevcutta görülüyor olmasıdır. Derdestlik halinin dava şartı olması ise 01.09.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile gerçekleşmiştir.
Derdest ya da derdest dava açısından kanun koyucunun açık bir tanım getirmemesinden dolayı bu kavramlar üzerinde yapılan tanımlamalar genel tanım özelliği taşır. Ancak uygulama ve tamamlayıcı kurallar göz önüne alınarak derdestlik haline ilişkin isabetli bir tanım yapılır. Buna göre derdest dava; dava konusu ve tarafları ile daha önceden açılmış ve kararı kesinleşmemiş davayı ifade eder.
Derdestlik İtirazı Nedir?
Derdestlik itirazı, tarafları veya konusu açısından mevcutta açılmış ve görülen bir davanın bir başka ya da aynı mahkemede farklı bir esas numarasıyla ikinci kez açılmasına karşın gerçekleştirilen itirazdır. Derdestlik, medeni usulde ön inceleme ve davanın diğer süreçlerinde gözetilir ve tespit edildiği takdirde daha sonradan açılan davanın usulden reddine karar verilir. Derdestlik durumu, dava taraflarınca ileri sürülebileceği gibi mahkeme hâkimi tarafından da re’sen dikkate alınabilir. Derdestliğin tespit edilmesi halinde ise, ifade edildiği gibi sonradan açılan davanın usulden reddedilmesine karar verilecektir.
Derdestlik İle İlgili Yargıtay Kararları
- Aynı konuda, aynı taraflar arasında, aynı dava sebebine dayanarak daha önce bir dava açılmış ve bu dava görülmekte ise, aynı konunun yeni bir dava konusu yapılması mümkün değildir. Çünkü; aynı konuda iki dava açılmasında davacının korunmaya layık bir menfaati yoktur. Aynı davanın daha önceden açılmış ve halen görülmekte olmaması konusu eş söyleyişle derdestlik iddiası bir olumsuz dava şartı haline getirilmiş ve bu suretle derdestlik itirazı ilk itiraz olmaktan çıkartılıp; dava şartına ilişkin usuli bir itiraza dönüştürülmesi sağlanmıştır. Açılmış ve görülmekte olan bir davanın davacısı, hukuki korunma sürecini başlatmıştır. Artık onun aynı davayı yeniden bir başka mahkeme önüne getirmesinde hukuken korunmaya değer güncel bir yararı kalmamıştır; bu bağlamda hukuken korunma ihtiyacı içinde bulunmadığından ve onun yapacağı iş davanın sonucunu beklemektir. Davayı açmaktaki yarar hukuki olmalıdır; ideal veya ekonomik yarar tek başına yeterli değildir. Derdestlik itirazının korunmasının temelinde aynı davanın tekrar açılıp görülmesinin sağlanmasında davacının hiçbir hukuki yararının bulunmadığı düşüncesi yatmaktadır. (Yargıtay 14.Hukuk Dairesi Esas: 2021/1473 Karar: 2021/2921)
- Maddi vakaları anlatmak taraflara, hukuki nitelendirme ise hakime aittir. Davacı her ne kadar İİK 72. maddesi kapsamında menfi tespit davası açtığını belirtmiş ise de davalılar arasında doğan hukuki ilişkiye nazaran 3. kişi sıfatını taşımaktadır. Nitekim taraflar arasında görülmekte olan Elazığ 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2014/… E. 2014/… K. sayılı dosyası üzerinden İİK 89. maddesi kapsamında açılan dava kapatılan Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 08.12.2015 gün ve 2015/…E. 2015/…K. sayılı ilamı ile onanmıştır. Bu durumda mahkemece onanan bu dosyanın konusu da nazara alınarak her iki talebin de İİK 89. maddesi kapsamında açılmış menfi tespit davası olduğu kabul edilerek derdestlik itirazı nedeniyle dava şartı yokluğundan ret kararı verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.” (Yargıtay 11.Hukuk Dairesi Esas: 2020/2556 Karar:2020/5786)